GÖNÜL YILDIZLARIM
Cuma, Mayıs 13, 2016Gecenin karanlığından daha fazladır, yalnızlığın karanlığı. Zemheri ayazından soğuk, ellerin bir birine örüldükçe yüreğin titrer. Başında bir ateş, çölde kalmış tırtıl gibi kıvranır durur düşüncelerin. Tartıyı kurarsın iki kaşının arasına, ne etmiş, ne eylemişsen eleyip eleyip tartarsın.
Kabahati kendinde bulmak, yüreğinde sevgi kaynakları olanların adetidir. Bin türlü bahane bulur arkadaşına, dostuna, aslında diye başlar, doldurur bir çok hoş sebebi. Kusur- kabahat kalmaz.
Atalarımız; kusur gelin olsa, alan olmaz derler, yüreği sevgi pınarı insanlar,kusuru zehirli ok bilip sevdiklerinin teline kondurmazlar. Her çirkini giydirip, her ayıbı örterler. Gökyüzü misali uçsuz bucaksızdır sineleri, sevdiklerine.
Sevgiyi sevdaya dönüştüren, kendini sevgiye feda eden, ateşi avuçlayıp koynunda taşır gerektiğinde.Sayısı olmaz, hoş görmelerin, ölçüsü yoktur, affetmelerin. Hesabı olmaz vermelerin.
Hayat, sevmeyince öğretmez. Sevda olmadan nefis ölmez. Ruh kendine döndükçe kararır. Kendini erittikçe ağarır, ışır, parıldar. Nefsi öldüren, ruhu dirilten sadece sevdadır.
Sinesi karanlık geceler gibi simsiyah olduğunda, biriktirdiği sevdalar aydınlatır içini. Her yaşanmış güzel duygu, gönül göğünde yıldıza dönüşür. Dost, arkadaş, sevgili. Tatlı geçmiş anlarını paylaştığı kim varsa, gözünü kamaştırır yalnızlığında.
Ölüm, güzel yaşamışlara müjdelerle gelir. Ölüm güzel yaşamışları, meleklerin ağıtlarıyla götürür.
Ölüm güzel yaşamanın yegane sebebidir. Her an yeniden doğuyor, her an tekrar ölüyoruz gerçekte.....
Bize ölümü hissettirmeyen, yaşamı göz kamaştırıcı kılan, gönül atlasımızda mekan tutan diğer gönüller.
Hayat, hızla esen bir rüzgar, bazen saçımızı, bazen eteğimizi uçurur. Bazen başımızı, bazen yaşamımızı döndürür. Elini tutup, gözlerine bakacak, sıcacık tebessümüyle içimizi ısıtacak birileri varsa yakınlarımızda, dünya da bizimdir, içindekilerde hatta çok daha fazlası.
Ölmeden ölenlere, Cennet olur dünya… Ne mutlu, dünyada cenneti yaşatanlara….
0 yorum