YALNIZLIK EMEK İSTER
Çarşamba, Mayıs 25, 2016Güzelliğini seyrediyordu aynada. Gözlerindeki ışığın azaldığını fark etti. Eskisi kadar aydınlatmıyordu etrafını. Saçları parlaklığını koruyordu ama o da biliyordu bunun kaliteli boyanın marifeti olduğunu.
Önceden aynanın karşısında, saatlerce kendini seyreder, mutlu olurdu. Ne değişmişti, neden yetmiyordu. Eksilen güzelliği mi, yoksa fazlalaşan yılları mı. Kulakları ses bekliyordu, içten, sıcak, sevgi dolu bir sesle, ismini duymak istiyordu. Nafile...
Yalnızlık insanın ciğerinde sigara söndürür. Karanlık daha koyu, geceler daha uzun, sıkıntılar daha yoğun, dertler daha derindir. Yıldızlar göğe dizilirken, elini tutanlara, başını sıcak bir omuza yaslayanlara, el ele tutuşmuş, desen desen görünür de, başını buz gibi cama dayamış, kendi nefesinin ısısında yazı yazanlara, sigarasını hüzünle çekip süzülüşünde gülüş hayal edenlere, tek tek yapayalnız ve uzak görünürler.
Yıldızlar bile, yalnızlara iç çekmesinler, üzülmesinler diye bunu yapar da, insanlar inadına, göstere göstere sokulurlar birbirlerine.
Bahar gelmek istemese de, soğuk kalmak için ayak direse de, kanlar yavaş yavaş sulanmaya, parklar, sahiller el ele, kol kola samimi çiftlerle dolmaya başladı. Gençken yanında birini elini tutmak için istiyor gönül, iki kelam etmese de, gülüşüp koşuşmak için sağa, sola. Dünya ile biraz daha fazla zaman geçirince konuşmak, koşuşmak ve koklaşmaktan daha önemli oluyor.
Arkadaşlık seçerek olur, dostluk emek ve gayretle, aşk ise tamamen kaderdir, peki ya yalnızlık.
Kendine zaman ayırıp ruhunu bilmeyen, bedenini tatmin için, ömrün en verimli dönemlerini ziyan edenlerin, birikmiş hatalarıdır yalnızlık.
Yalnızlık, baharın ardından kavuran sıcakların, gecenin ardından parlak sabahın gelmesi gibi engellenemez bir rutin değildir. Emek ister, kararlılık ister. Oluşturduğun kişilikte özel kıvrımlar, kalın detaylar ister. Oyuna alınmadığı için ağlar küçükken, biraz öğrenince iç gücünü, oyuna almayıp ağlatır. Var olmak için çabalar, var olup kıymet bulunca, yokluğunu yaşatarak yakar.
Kendi ile oyun oynar, kendi ile vakit geçirir, kendini ihya eder de insan, kendi başına kalınca tütsü gibi küllene küllene yanar.
Yalnızlık, sevgiye kapı kapamaktır. Önce dışarı çıkarmadığın, sunmadığın, cimrilik ettiğin sevgi, sonra gelip kapını çalmaz. Onu tohumken ışığa kavuşturmalı.
Çocuk kalbine sevginin paylaşmak için olduğunu, onu diğer insanların ve canlıların gözlerinden gelen ışığın büyüttüğünü anlatmalı, öğretmeli, hissettirmeli, yaşatmalıyız. O yürekten çıkar, arsız bir sarmaşık gibi dallanır, büyür, çoğalır, başına gölge, aşına lezzet, çayına muhabbet olarak geri döner. Minik bir sevgi kuşu olarak salarsın yüreğinden, uçsuz bucaksız bir kuş sürüsü olarak göğünü kaplar.
Hayat tercihlerimizin eseridir. Yüreğinizde yaratılan sevgi de cimrilik etmeyin, buyuruyor efendimiz. Tercihi sevgi cimriliği olanların, akıbetidir yalnızlık.
Hoşgörü ve yumuşaklıkta pintilik edenlerin sonudur yalnızlık. Köprüler kurup, güvercinler uçurmak yerine karşısındakilere, duvarlar örüp, kargalar göndermenin sonucudur yalnızlık.
Geri dönüş çizgilerini, yollarını yakarak gidilen bir yerdir yalnızlık.
Pişmanlığının acısında bile ahını kendinin duyduğu dipsiz bir kuyudur yalnızlık.
Her gün, yeni umutlarla bize sunulan yürekleri bir bir söndürüp, ışıklarından mahrum kaldığımız karanlıktır, yalnızlık. Mezara girmeden, kabir azabını yaşamaktır yalnızlık.
Yalnızlık kader değil, eserdir.
Halimizi düzeltip, vaktimizi kendi hatalarımıza harcadığımızda, yanlışlarımıza göz yuman dostlarımız olacaktır. Samimiyetle davrandığımızda, hisseden ve karşılık veren yürekler her zaman çıkacaktır. Bize yapılmasını istemediğimiz davranışları, hayatımızdan çıkardığımızda, istediğimiz, beklediğimiz, dilediğimiz gibi davranan insanlarımız daima olacaktır etrafımızda.
Yüreklerimize alıcı gözlerle bakalım, içinde olanlardan lezzet alalım...
2 yorum
Kalabalık kolay oluşuyor, iki keyifli etkinlikle. Ancak yalnızlık gerçekten uğraş istiyor. Herkesi kendinizden uzaklaştırmak, bir bir gönül kırıp soğutmak zor iş. En çok şaşırdığım kenara çekilip yalnız kalanların, ah vah tüh kaderime, herkes çok kötü düştü nasibime demeleri. Ellerinize sağlık, çok güzel anlatmışsınız. Kutluyorum sizi.
YanıtlaSilYaşadıklarım, yaşadıklarımız. Kolay kolay okunmuyor acı gerçekler. Doğrusu fark edip yazmanız incelik, teşekkürler.
YanıtlaSil