İLETİŞİM EZİYETİ

Cumartesi, Haziran 11, 2016

iletişim

Okyanus misali hayat, içinde savrulup gidiyor insanlık. Evlerimiz vardı önce koca bahçelerle çevrili. Köpekler beklerdi kapıları, az çok korunma çarelerimiz vardı, kapı arkalarında sürgüler. İnsan ne kadar az ise tedbir o kadar az, güven ve huzur o kadar çoktu.

Köy yerlerinde öylesine örtülür kapılar, köpeklere emanet edilirdi canlar. Yabancı birinin kokusunu alınca bağırır uyandırırdı, mübarek hayvanlar.

Daha büyük ilçelerde kapılar sıkı sıkı kilitlenir, öyle uyunurdu. Büyük şehirlerde tedbirler hep çoktu. Kilit zırh olsa ne olacak, insan her yolu bulur ulaşmak isteyince. En acı tedbir aşanı ise güven bozanlar. Önce ince yerinden yaklaşıp oradan yakalayanlar.

Cezalar da ona göre düzenlenmiş, adi suçlarla komplike suçlar, organize ve planlanmış olanlar aynı cezaları bulmuyor karşılığında.

Güven muhatap olduğundan zarar beklememektir. Güven günümüzde kişilerden alınıp kurumlara verildi. Sözüne duyulan güvenle alış veriş yapıp aylarca taksit öderdi eskiler, sonra senet çıktı, hemen yanında sözü de hazır, dostluk başka ticaret başka.

Bu başkalar bir bir deldi doğrularımızı. Önce ufak ufak kemirildi koca doğrular sonra büyük büyük yok olup gittiler. Şimdi tek doğru var, onlar yapıyorsa benim neyim eksik. Ah mübarek senin fazlan var, o da merhamet, adalet, iman, hakkaniyet, nezaket daha neler neler, bunları bir kalemde yok sayabiliyorsa yüreğim evet senin de onlardan farkın yokmuş demek.

Güvensizlik ve korunma meselemiz. Artık kapılar çelik ve birden fazla kilitli, sur duvarı gibi evler yüksek, siteler özel korumalı. Ancak her zamanki gibi kural değişmedi kale içeriden yıkılır. Hiç bir kilidi olmayan telefonlardan kim o, demeden açıp muhatap olduğumuz, sosyal ağlarda dostlarla dert paylaşacakken bir den atlayıp tanışalım mı diyen pervasızlar, affınıza sığınıyorum arsızlar, nasıl durdurulacak. Zaman hızlandı, işler yoğunlaştı, ruhlar sıkıntılı, azıcık huzur, azıcık sükunet istemek hakkımız değil mi.

Artık evlerimiz ne kadar kilitli olursa olsun, teknoloji ile ne evler ne evlilikler, ne namus, ne doğrular güvende değil, Sanal dediğimiz her iletişim gerçeklerimize saldıran birer kemirgen.

Bir yolunu bulup engel ve filtreleme gibi can sıkıcı işlere lüzum kalmadan sistemde hareketler kısıtlanmalı. Adın sanın bir geçmemiş, hayatların kesişmemiş, ne zikrin, ne fikrin dokunmaz, sadece isme bakıp uzanmak, sıkıştırmak, ısrar etmek düzene koyulmalı çok gelişmiş sosyal ağların kullanımında.

O zaman bu kadar ah vah eden gönlü yaralı, sayan söven incinmiş kırılmış da kalmaz ortalıkta.

Adı sosyal iletişim, hurra kesişim, kıyım, yiyişim değil, lütfen annelerinizi, kız kardeşlerinizi, evde bırakıp eve gittiğiniz eşlerinizi düşünün ve birazcık beyefendi, adam, insan olun.

Her mevcudu bozup bir açığını bulan, benim aziz milletim, bu nimetleri de tadını kaçırarak ziyan etmekte ustalığını hünerini gösteriyor.

Rahat ve huzur dolu bir iletişim istemek hakkımız değil mi

BU YAZILARI DA OKUYUN

0 yorum