SÜKUNET
Salı, Haziran 14, 2016Benim için önemli olan ilk kelime ilk ifade idi. Şaşırtmadan tamamı tek kelime söyledi. SAKİN. Sonra sıraladılar ama ilk ifade sadece sakindi.
İnsan ruhu çok karmaşık bir yapı. Ömrünü eğlenmek, hareket etmek, aksiyon için harcayacak parayı, kazanmak için harcar. Ömür tükenir bu uğurda. Sağlık, gençlik, bazen arkadaşlık ve dostlukta tükenir. Zannedersiniz hayat hareket ve coşkudur. Ancak coşkunun ve sevincin doruğunda durur, soluklanır insan ve o anlık sükunete aşkla muhabbetle, işte bu, HUZUR der.
Ruh, sükuta endekslidir aslında. Sessiz ve yalnız bir zaman kollar '' HUZUR'' işte demek için. Misafirlerin kalabalığını sever, keyif alır, yorulur, hepsini gönderip ortalığı toparlar ayağını uzatıp yalnız ve sessiz kalınca işte "HUZUR" der.
Uyurken yanında biri olsun diye çırpınır, uyanınca yalnız şekerlemek, uyuşup, mayışmak için her şeyi verir.
Çayı dostlarla içer, şiiri tenha da bir başına okur. Ömrü kalabalık yaşar, mezarda yalnız dinlenir.
Huzur, yaşamsal önem taşır ruh için ve tek yuvası sükunettir. Dinlenmeden ruh, yenilenemez. Beden beslenerek, ruh dinlenerek yenilenir.
Toplumsal huzurda sükunet ister. Sanayi toplumları gürültü ve yoğun çalışma sonrası ihtiyaç olarak ortaya çıkarmıştır tatil zamanlarını.
Yazları sessiz yerler bulup şarj ederler ruhlarını. En ziyade gelişmiş ülkelerin insanları gelir, yazları ülkemize. Bir eksikleri sessiz ve huzur dolu tatildir. Ruhları dinlensin isterler. Ülkemin denizi güzel, havası güzel, insanı özeldir elbette ama asıl gaye sükunet ihtiyaçlarını gidermektir. Gece aşırı gürültü ile dünyadan uzaklaşıp demlenseler de gündüz sessiz bir yerde dinlerler ruhlarını.
İnsan aynı zamanda en sevdiğini de tüketir. Dondurmayı yalayıp yuttuğu gibi huzuru sağlayan ortamlarını da yine kendi tüketir.
Öğütür, yok eder. Sağımız solumuz nicedir huzursuz, gergin ve karışık. Komşuda pişen bize de düşer, sözü leziz yemekler için değildir yalnızca. İçine her şey girer. Huzursuzluğun gürültüsü, ateşin yangının dumanı, karmaşanın belirsiz boğuculuğu ve barut kokusuna karışan kan kokusu.
Her fırsatta geldikleri, sevip dinlendikleri ülkemin huzurlu ortamına doyumsuz hırslarla el uzatan, karıştırıp kirleten, bozup yok etmek isteyenler var. Aşikar, gün gibi ortada ama engel olunmuyor. Dur denilmiyor. Durdurulmuyor.
Doğusuyla batısıyla ateş gölüne dönen ülkemin sükunetine sahip çıkmalıyız. Sağduyu yalnızca kabullenmek değildir. Gerekeni cesur ve kararlı bir şekilde yaparken legal olanla hareket etmektir. Sağduyu galeyana gelip bilinçsizce savrulmamaktır.
Komşu da pişmedi bu kez. Komşuda kavruldu hazırlandı, bizde şerbetlenecek. Bu kadar kolay olmamalı. Her karışı için atalarımın kanı teri akmış bu kutlu topraklar bu kadar kolay ve ucuz satılamaz. Biz sussak ruhları şahlanıp sıkar boğazlarını.
Kirli hesaplar yapıp temiz olduğunu iddia eden. Menfaat için doğduğu, doyduğu hayat bulduğu değerleri hırs dünyasına peşkeş çeken üst komşularımız, üst baş sorumlularımız bunları elbet öder.
Hayat ince yaşanmadığında, hesabı ince tutulmadığında kalın kalın ödetir faturayı. Allahu Teala kendinizi hesaba çektiğiniz meselelerde ben hesap sormam buyuruyor. Hesabı kitabı olmayan, alemi babasından hediye kaldı sananların, hesabı öğrendiğinde feryadını duymayacağımız uzaklıkta olmayı diliyorum. Bu ise nasip veya şans ile değil. Bu dünya da kınayarak, uyararak, engel olmaya çalışarak en azından net bir şekilde tavrımızı ve tarafımızı belirterek olur.
Sadece hoş görüp sessiz kalanlar veya azıcık ucundan düşer umuduyla tavır almayanlar o feryatları duyar, belki de o feryatlarla sürüklenip giderler yanlarına.
Mevla' mın değirmeni yavaş işler ancaaaak çok ince öğütür. İri taneli buğdaylar, salınıp durun başımızda. Sükunetimizi bozsanız bile sükutumuz tasdik değildir. Nezaketimiz, sabrımızın enginliğinden, elbet sıktığımız yumruğu vuracağımız zaman gelir. Devran dönerken, ne putlar ne firavunlar ne Ra' lar ne Süleymanlar öğüttü.
Zaman ülkemi ve aziz milletimi karanlık, belirsiz, ufuksuz yarınlara taşımasın. Milletimi eyvah diyeceği eylemleri yapmaya sürüklemesin.
0 yorum