SAKIZ YASAĞI
Pazartesi, Nisan 03, 2017
Padişahın birinin çocuğu sakızı çok seviyor , sürekli sakız çiğniyormuş. Padişah ve yakınları da zamanla alışmışlar. Sarayda herkesin ağzında sakızlar , işler o şekilde yapılır olmuş. Padişah artık her sabah, yemek ardından sakız dağıtılmasını emretmiş. Haftanın belli günlerinde, halka da sakız dağıtılır olmuş. Tüm ülke sakızın türlü faydalarını konuşup sürekli sakız çiğniyormuş.
Gel zaman git zaman, günün birinde; padişahın küçük kızı ağzında sakızla uyuya kalmış. Gün ortasında, hiç kimsenin yanında olmadığı saat de, boğazına kadar inen sakızdan boğulmuş. Padişah perişan olmuş. Önce sakız çiğnenmesini, sonra üretilmesini yasaklamış. Daha sonra ona sakızı ilk getireni, tutuklatıp zindana attırmış. Kızının acısı içine dokundukça, ülkede ki sakız ağaçlarını köklerinden kestirmiş.
Bahçesinde sakız ağacı olanları da tutuklatıp zindana attırmış. Zindanda sakız mağduru o kadar çok insan varmış ki hemen hepsi bir şekilde sakıza değmiş dokunmuş yüzlerce kişi.Hem içeride sakızdan yatan, hem dışarıda sakızdan yatmaktan korkan ve yakınları içeride yatanlar sadece sakız konuşur olmuş. Padişah çok kızarak sakız çiğnemek yasakladığından bu yana sakız çiğneyemeyenler, sakız konusunu sakız yapıp çiğniyorlar, sakız konuşmak da yasak diye ferman vermiş. Akıl devre dışı kalınca, zulüm hüküm sürer.
Akıl ve vicdanı muhafaza etmek insan olmanın en önemli gereğidir.
Aklın olmadığı yerde ne dünya ne ahiret kalır. İkisi de ziyan olur. Vicdanın olmadığı yerde de yine hem dünya hem ahiret ziyan olur. Dünya hileleriyle etrafımızda dönerken, zaman zaman ikisini de yaralar. Yasalar ve ahlaki kurallar o yaraları fark edip onarmak içindir. Eğer siz her yara aldığınızda onunla ilgili yasayı değiştirir, yeni şekil verirseniz. O yara daha derine iner ve iyileşme ümidi kalmaz. Etrafınızda size sahip çıkacak can dostlarınız da yavaş yavaş çekilir veya sizin tarafınızdan itilirse ufak ufak başkalaşır, başkalaştırır, aklın selameti ve vicdanın huzurundan uzak, zifiri karanlık bir dünyada bulursunuz kendinizi.
Bazı şeylerin sağlam ve sabit olması gerektiği için Kabe-i Muazzama var. O sabit, dünya ona dönüyor. Değiştirilmesi yasak. Allah kulunun, yüreğinin aktığı tarafa meyil edeceğini bildiği için sabit değerler belirlemiş. Yine kulunun gönlünün, akışkan olduğunu bildiği için manevi lezzetlerle bezemiş. Her insan ayrı bir dünya, ayrı bir alem. Aynı lezzetlerden yükselip, ayrı derinlerde bulur kendini. Kime göre belirlersen belirle bir diğerine ters gelir değerler. O nedenle standartlar, asgari ortaklar tespit edilir. İnsanlık boyunca yasak olanlar, tüm kitaplı dinlerde ayet ile sabitken, aynı yasaklar kitapsız dinlerde kendi kararları ile yine yasak kılınmış. İnsanın hilkatine ters olan, kişiye göre muamele görmemiş.
Sabit değerlerden şaşmalar her zaman felaketlere sürükler. Esas olan onları muhafaza etmektir. Zaman menfaatlerimiz için hoş gösterse bile gerçek ve doğru bir tanedir. Bu gün yola ördüğün duvar, yarın seninde önünü tıkar. Biraz daha insaflı, merhametli, bakalım geleceğe. Çocuklarımız ve onların çocukları da bizim şimdi verdiğimiz nefsi kararlarımızın bedellerinde yaşayacaklar.
Ceddine dua okuyan nesiller olarak yaşadık, bize dua okuyacak nesiller bırakmak için elimizi vicdanımıza, koyup düşünelim. Göze batan gül yaprağı değil, kaktüs dikeni. Kapatıp gözümüzü görmezden gelmeyelim. Bu gün sakız, yarın portakal, başka gün belki ekmek yasak olur. Bu gün hırsızlık, tecavüz, hile serbest, yarın belki adam öldürmek serbest bırakılır. Siz size sorulduğunda sabit değerlerden uzaklaşmaya evet demişseniz, yarın çocuklarınızın başına geleceklerden sorumlusunuz.
Gün aklın can çekiştiği gün. Gün vicdanın yaralanıp eridiği gün. Gün birlikte, yanlıştan önceki son çıkışta ,doğruya tutunma günü. Hayırlı günler...
Sabit değerlerden şaşmalar her zaman felaketlere sürükler. Esas olan onları muhafaza etmektir. Zaman menfaatlerimiz için hoş gösterse bile gerçek ve doğru bir tanedir. Bu gün yola ördüğün duvar, yarın seninde önünü tıkar. Biraz daha insaflı, merhametli, bakalım geleceğe. Çocuklarımız ve onların çocukları da bizim şimdi verdiğimiz nefsi kararlarımızın bedellerinde yaşayacaklar.
Ceddine dua okuyan nesiller olarak yaşadık, bize dua okuyacak nesiller bırakmak için elimizi vicdanımıza, koyup düşünelim. Göze batan gül yaprağı değil, kaktüs dikeni. Kapatıp gözümüzü görmezden gelmeyelim. Bu gün sakız, yarın portakal, başka gün belki ekmek yasak olur. Bu gün hırsızlık, tecavüz, hile serbest, yarın belki adam öldürmek serbest bırakılır. Siz size sorulduğunda sabit değerlerden uzaklaşmaya evet demişseniz, yarın çocuklarınızın başına geleceklerden sorumlusunuz.
Gün aklın can çekiştiği gün. Gün vicdanın yaralanıp eridiği gün. Gün birlikte, yanlıştan önceki son çıkışta ,doğruya tutunma günü. Hayırlı günler...
2 yorum
Hikaye güzelmiş ve nedense çok tanıdık geldi. Her sözünüze katılıyorum emeğinize, kaleminize sağlık. Gücün verdiği kibir ateşi bir süre sonra etrafını da yakmaya başlar. Dilerim sağduyu galip gelir ve herkes için özelliklede evlatlarımız için hakkımız da hayırlı şeyler olur.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, hayrı diliyoruz. Hayır dilemeden hayır beklenmez, inşallah Rabbim ülkemi, milletimi, gelecek nesillerimize huzurlu günler yaşatacak bir şekilde geçirir bu geçitten...
Sil