GÜL ARVASİ
Çarşamba, Mayıs 10, 2017Ben gülleri görmedim, yeşil nedir bilmedim.
Kumların arasında, susuz çölde büyüdüm.
Bir gün babam bizlere, güzel gülü anlattı,
Sebebini bilemem, söyledikçe ağladı.
O gün gülü istedim, sevdasını hissettim.
Acaba neye benzer, diye merak eyledim.
Gördüğüm en güzel şey, annem ile babamdı,
Lakin ne tuhaftır ki babam güle hayrandı.
Ne kokusun anladım, ne de güzelliğini,
Anlayabilmem için benzetmem gerekliydi.
Ne yazık ki ne bir gül, ne benzerin görmüştüm,
Çöllerin ortasında kaktüsle büyümüştüm.
Zaman çok çabuk geçti, bir gün güle kavuştum,
Gördüğümde sevinçten ve hayretten sarhoştum.
Bir anda yıllar yılı çektiğim o iştiyak,
Silindi yüreğimden, etrafım oldu berrak.
Yanına yaklaşarak bir kez dokunsam dedim,
Parmaklarım ucuyla, şereflenmek istedim.
Artık gönlüm onundu, gözlerim ona bakar,
Kirpiğim kırptığım an, hasreti beni yakar.
Gözlerimin gördüğü en büyük güzellikti,
Yalnız seyretmek bile sonsuz bir saadetti.
Derin nefes almadım, belki ölürüm diye,
Daha önce ciğerim ermedi bu devlete.
O'ndan yayılan koku, mest eyledi sinemi,
Çektiğim tüm acılar, bu nimete değerdi.
Derin bir nefes alıp, düşündüm geçmişimi,
Boşa geçen yıllara, yaşadım denilir mi.
Gördüğüm andan beri, hep O'nu seyr eylerim,
Korktuğum doyamadan evvel gelir ecelim.
Gönlümde ne bir arzu, ne de bir heves kaldı,
Bedenimi, ruhumu, gülün sevdası sardı.
Korkudan gözlerimi bir an olsun kapamam,
Açıpta göremezsem, artık O'nsuz yapamam.
Dünya yaratılalı ne güller yetiştirdi,
Hepsinin kokusu hoş, cemalleri güzeldi.
Güllerin efendisi, cihanın padişahı,
Muhammed Mustafa' dır (sav) nuru kaplar cihanı.
Benim sevdiğim gül de o bağın gülü idi,
Güllerin sonuncusu dikensiz, ARVASİ'ydi...
0 yorum