DAMLA DAMLA SEN
Pazartesi, Haziran 18, 2018
Işık, sinemin yıldızı ol, yönümü bulayım. Günümü aydınlat, menzile ulaşmak için gayret bulayım. Işık, ben senin varlığınla varım, elhamdülillah.
SEN gülümseyince bahar geliyor, ayazı kudurmuş gönlüme. Korkum niye, sınırları, ışıkları olmayan bir yol sana yürüdüğüm. Gözlerin olmayınca, gözlerim kör, sesin olmayınca kulaklarım sağır, sözün gelmezse dilim lal. Kayboluyorum meçhulde. Uzat elini avuçlarım donmasın...
Sen çoğaldıkça ruhumda, ben sana akıyorum her yolla. Ama yeter. Tamam Anlamıyorsun. Kabul Etsen de acizliğimi anlayamıyorsun duygu mu. O zaman ben de tenden uzanıyorum, ve sonra yana yakıla utanıyorum. Bir süzelim, ezelim seçelim. Belli olsun halimiz. Uzun bir yol. Takvimde sayarım geriye. Senden bana doğru, adım adım biteviye. Ama bak işte yine o duygu, can, nefes, ışık, ben seni gerçekten çok ama çok seviyorum
Hezeyan bu işte, sağanak sağanak geliyor. Akıl bir kuru yaprak, kendi çaresizlik rüzgarında titriyor.
Bunun adı kulluk. Ve bu yüzden yalnızlığı mekruh kılmış Mümine Rabbim. Nasıl bir gurbet bilsen gözüm, için acır halime. İç içe geçmiş sayısız sarmal. Düğüm düğüm, kilit kilit. Dil'imde biriken dilimden dökülürdü kalabalığa. Soluk alırdı ruhum. Sahibimi, anlatırdım Habibi ile beraber, tat bulurdu halim. Kilit vurdular dilime.
Sevmeye sevdalı gönlüm, gönlüne sevda buldu, goz yazdı kader hasreti, amenna küle bağladım.
Beden sılaya hasret te. Ruh ebedi vuslata yangın. Can bir can daş diledi, ruhuna ilaç, yarasına yaren. Elhamdülillah verdi Rabbim ama zamanı zerre zerre taksim etse zaruri lerine zerre nasip olmuyor bu garibe.
Sızlanmıyorum, ömür Işığım. Ahiret haritam. Yolum, yoldaşım. Acizi işte. Başımı koyup aziz sinene şarj olasım var.
Öyle bir yerden geçiriyor ki Rabbim, iğnenin deliğini arıyorum geniş diye. Yüküm öyle yaman ki, dağlara talip oluyorum hafif diye. Öyle yakıyor ki ateşi zahmet in pes ediyorum zaman zaman.
Gölgem, Dinlendim yine sükutunda. Çözülürse bir gün yine bal dilin, sıralarsın acizliğimi bu sefil ruhuma.
Hakkını helal eyle, gönül şifam. Varlığın için sonsuz elhamdülillah
İçimin keyfi, buradan yazayım. Doymuyorum minik minik. Bir tel saç ne anlam ifade eder. Zamanı durduruyor. Bir sana dönüyor dünya. Benzemek ne garip. Dudağın gülüşün, öyle yürüdüm arkasından bir ara yüzünü dönünce gözlerine baktım. Sen değilsin. Başladım
Yüreğim hasret güneşinde kavrulan, uçsuz bucaksız çöl. Duygularım, cansız, mecalsiz, umutsuz göl. Sevdam, Bahar olmazsa, artık yaşama gönlüm öl. Dünya bitti ahiret sevincine böl.
Hayal, gerçek ol bana. Zaman ver sabır edip bekleyeyim. Hiç önemi yok, umudum olsun. Can tarifi yok çok özledim. Öyle ki yüreğin benim göğsümde atıyor. Tıkır tıkır tükeniyorum
Gecen uzun sürdü güneşim, hangi dağın ardına düşüyor ışığın. Hadi sıyrıl bir lahza, kurusun göz kenarlarım...
Hava karardı kararıyor, içimde ılık bir rüzgâr sen türküsü çalıyor. Aklın ne der, nasıl eder bilmem ama yüreğim sen diye diye inler. Kızma gözüm nuru. Yorulma. Tadım seninle var, azap seninle saklı. Huzur Kilidim, sözüm, nazım, sesim, dilim. Varsın yansın senin için benliğim. Varsın sen olsun, ben bildiğim. Canan elimde değil sana erimiş bu can
Buradayım, nefes alacak sebep bulamıyorum. Sebebim olsun. Zayıf bir nokta. Buradayım desin bana, korkma, dayan, ecel kendi gelsin, davet etme desin. Bir nokta can, basit bir nokta, ışık olsun karanlığıma. Süzülsün tahta kurusunun açtığı delikten nefes, silsin küf kokan ciğerlerimi. Hadi candan özge. Sadece bir nokta, yalvartma seni seveni...
3 yorum
Ne kadar içten anlatmışsınız :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler, yalnızca içimden gelenler
Silgüzel bir yazı olmuş ruhunuza sağlık :)
YanıtlaSil